Hatay Talasemi ve Orak Hücre Anemi Hastalıkları Derneği Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu; içinde bulunulan ilkbahar aylarının kış aylarından yaz mevsimine geçişte ara bir mevsim özelliği göstermesinin ve ilkbahar aylarında ise hava sıcaklıklarının zaman zaman mevsim normalleri gibi seyretmesi, orak hücre anemi hastası kişiler için aldatıcılık özelliği taşımaktadır. Orak hücre anemi hastalarının özellikle bu aldatıcı havalarda kendilerini kış aylarındaymış gibi korumak için en azından tedbiri elden bırakmayarak kendilerini kontrol etmeleri, yaşamlarını sürdürmeleri hasta kişilerin sık ağrı krizlerine yakalanmadan sağlık durumlarını koruma yönünde önemli derecede katkı sağlayacaktır, dedi.
Hatoder Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu hastalık hakkında ise şu bilgilere yer verdi; Orak hücre anemisi, kalıtsal geçişli bir kan hastalığıdır, orak hücre anemi hastası bebeklerde belirti doğumdan itibaren daha 3-4 aylık iken kendini gösterir, özellikle iştahsızlık, huzursuzluk, ateş, enfeksiyona sık yakalanma, vb. gibi belirtilerle hastalık kendini göstermeye başlar ve asıl teşhis özel bir kan testi olan ‘’hemoglobinelektroforez’’ kan testi konulur.
Bu hastalarda talasemi hastaları gibi bir ömür bu hastalıkla yaşamaya mecbur kalır, hastalar hastalandıkları ilk günlerde klinik olarak ağır bir tabloda seyreder ve çoğu kez hastane ortamlarında tedavi görürüler. Bu hastalarda kansızlık ve tekrarlayan ağrı atakları görülmektedir, hastalığın nedeni alyuvarlar içinde oksijeni akciğerden vücudun diğer bölümlerine taşıyan hemoglobinin yapısal bozukluğudur. Bu bozukluk alyuvarın şeklinin ve yapısının bozulmasına ve orak şeklini almasına yol açar ve orak şeklini almış alyuvarın yaşam süresinin kısalması kansızlığın nedenini oluşturur. Alyuvarların oraklaşmasının nedenleri ise ortamda yeterli oksijen bulunmaması, vücudun oksijen ihtiyacının artış göstermesi, vücudun su kaybına uğraması, çok aşırı soğuklar, iklim değişikliklerine vücudun adapte olamaması kişinin kendini koruyamaması ve kişinin enfeksiyonlara yakalanma sırasında gerçekleşir.
Orak şeklini almış alyuvarlar ise birbirlerine bağlanarak küçük kan damarlarının tıkanmasına yol açar, damar tıkanma krizi (vaso-oklüsif kriz) olarak adlandırılan bu durum tıkanmanın oluştuğu damarların yerlerine bağlı, klinik tabloya neden olur. Kemikler etkilendiğinde el, ayak, kol ve bacak kemiklerinde, kaburgalarda ani başlayan, gezici tarzda olan ağrılar oluşur. Ağrının olduğu yerde ciltte ve cilt altı dokusunda kızarıklık ve şişlik oluşabilir. Akciğer tutulumu olduğunda ise solunum sıkıntısı ve göğüs ağrısı görülebilir. Bağırsağı besleyen damarların tıkanması ise karın ağrısına yol açar. Böbreklerin etkilenme bulguları ise gece idrarını kaçırma, çok idrar yapma ve kanlı idrar yapmadır.
Beyin kan akımı etkilenmesi ise baş ağrısı, felç, şuur kaybı, konuşma bozuklukları ve havaleye yol açabilir. Göz ve kulak damarlarının etkilenmesi sonucunda işitme ve görme de problemler gelişebilir. Orak hücrelerin yıkılmasıyla alyuvarlarda açığa çıkan biluribin cilt ve gözlerde sararmaya yol açar. Ancak bu sarılık bulaşıcı değildir ve bu olay sonunda safra kesesinde taş gelişebilir. Kansızlığa bağlı olarak çocuklarda büyüme normalden yavaştır. Bağışıklık sisteminin etkilenmesi enfeksiyonların sık görülmesine neden olur. Bu nedenle koruyucu aşılar mutlaka yapılmalıdır.
Stabil (sağlam) durumda olan hastalar için korunma önerileri olarak şunları söylemek gerekir ise iyi beslenme, yeterli sıvı alımı, sıvı kaybından korunma, yorgunluktan kaçınma, yeterli dinlenme, uygun ve aşırı olmayan fiziksel egzersiz ve enfeksiyonlara karşı koruyucu önlemler mutlaka önceden alınmalıdır.
Hatoder Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu, sözlerinin sonunda bu hastalarda tedavi önerileri olarak daha çok sıvı tedavisi, ağrı kesiciler, enfeksiyonlara göre uygun antibiyotiklerle tedavi, basit kan transfüzyonu, kan değişimi gibi tedavi yöntemleri orak hücre anemi hastaları için uygulanabilecek tedavilerin başında gelmektedir, dedi ve sözlerine ekledi.
Özellikle okul çağında ki öğrencilerin tekrarlayan ağrı krizi atakları orak hücre anemisinin asıl klinik tablosunu oluşturmaktadır. Bu ağrı krizleri öğrencilerin okula gitmelerini engellemekle birlikte devamsızlık sorununun da başında gelmektedir. Araya giren diğer krizler de bu sorunu arttırabilmektedir.
Bu nedenle orak hücre anemili hastaların devamsızlık sorununu ele alırken hastalığa ait olan bu faktörlerin göz önüne alınarak okul idaresince değerlendirilmesi gerekmekte ve özellikle bu türden hastaların hastalıklarını rehber ve sınıf öğretmenlerine anlatmaktan kaçınmamaları da orak hücre anemi hastası olan kişiler için okul eğitimlerine önemli ölçüde katkıda sağlayacaktır, dedi.