Büyük İskender’in komutanlarında Antigonus ve Seleucus, Mezopotamya ile Suriye’nin yönetimi için aralarında savaşmış, zafer Seleucus’un olmuştur. Yeni bir kent kurmak isteyen Seleucus, Zeus’tan kendisine yol göstermesini ister ve bir kurban keser. Kurban etini kaparak uçan bir kartal, Silpius Dağı’nın eteği ile Oronte (Asi) Nehri’nin arasına konar. Seleucus, bunun Zeus’un bir işareti olduğuna inanır. M.Ö. 300 yılında kentin temeli atılır. Kenti planlama işi mimar Xenarius’a verilir. Xenarius şehri kışın güneş görecek, yazın rüzgarlardan faydalanacak şekilde planlar.
Kente Seleucus’un babası Antiochus’un adı verilir. M.Ö.64 yılında Roma hakimiyetine geçene dek Antakya, Seleucus Krallığı’nın başkenti olmuştur. Seleucus hanedanlığı döneminde kısa zamanda gelişen şehir büyük bir üne kavuşur. Roma hakimiyetine geçmesi ile birlikte şehir, Roma ve İskenderiye’den sonra, Roma İmparatorluğu’nun üçüncü büyük eyaleti haline gelerek, çok parlak bir dönem geçirir.
Uygarlıkların medeniyetle tanıştığı ,inançların tanrı askıyla birleştiği ve özgürlüğe kavuştuğu yer “ANTIOCH”…